Antik çağlardaki “Önce zarar verme” prensibi ile günümüz uzay çağı teknolojisini birleştiren artroskopik cerrahi, hastanın vücut bütünlüğüne en az zararı verir iken en fazla faydayı sağlamayı hedef edinen tanı ve tedavi yöntemidir. Artroskopi, artroskop adı verilen küçük bir kamera yardımı ile eklem içine yaklaşık 1 cm lik birkaç delikten girilerek yapılan, son zamanların gözde cerrahi müdahale yöntemidir. Uzun vadede açık yöntemler ile kapalı yöntemler arasında çok ciddi farklar görülmese bile ameliyatın erken dönemlerinde artroskopik yöntemlerin çok daha başarılı olduğu artık bilinmektedir. Hastalar hastanede en fazla birkaç gün kalıyor, çok fazla ağrı kesici kullanmak zorunda kalmakta ve geniş bir cerrahi kesi yerine birkaç küçük delikten girilerek yapılabildiği için öncelikle enfeksiyon riski yok denecek kadar düşük olmaktadır. Kanama riski çok daha azdır ve iyileşme süresi çok daha hızlıdır. Aynı zamanda hastanın ameliyat sonrasında normal günlük yaşantısına geçme süresi de çok daha hızlıdır. Dezavantajları ise, modern bir cerrahi ekipmanın bulunması ve uygulayıcı hekimin bu konuda yeterli eğitim ve tecrübeye sahip olmasıdır. Günümüzde artoskopik cerrahiler birçok eklem ameliyatlarında altın standart olmaktadır. Giderek yaygın olarak sorunsuz şekilde yapılabilmektedir.

Artroskopide cerrahi etki en az olduğundan ameliyat sonrası ağrı ve iyileşme süresi de az olmaktadır. Hastalara ameliyat sonrası erken hareketlerine başlamakta ve genellikle hastanede yatmadan aynı gün taburcu olmaktadırlar.

Artroskopi ile Tedavi Edilebilen Eklem Hastalıkları

Bügün için artroskopik girişimin yapılmadığı eklem hemen hemen yok gibidir. Başlıca diz, omuz, ayak bileği, kalça, dirsek, el ve ayak bileği eklemlerinde ; Kalça eklemi sıkışması, kalça kireçlenmesi (Koksartroz), kalça eklemi enfeksiyonu, diz içi enfeksiyonları, menisküs, ön ve arka çapraz bağ operasyonları, eklem kıkırdak hastalıklarının bir kısmı, fazla ilerlememiş diz kireçlenmeleri, diz kapağının dışa dönüklüğü ve çıkıkları gibi hastalıkların tedavisinde başarı ile uygulanmaktadır.

➤ Diz içi enfeksiyonları

➤ Yırtık menüsküs parçalarının çıkarılması

➤ Bazı menüsküs yırtıklarının dikilmesi

➤ Ön ve arka çapraz bağ operasyonları

➤ Erken dönemde kireçlenme tedavisi

➤ Diz eklemini ilgilendiren kırıkların tedavisi

➤ Kıkırdak nakilleri

➤ Patella (diz kapağı) ekseninin düzeltilmesi

➤ Diz kapağı dışa dönüklüğü ve çıkıklarının tedavisi

➤ Eklem iltihaplarının boşaltılması

➤ Sinovektomi (Hastalıklı eklem zarının çıkartılması)

➤ Kaza veya hastalık sonrası meydana gelen hareket kısıtlılıklarının açılması

➤ Eklem içi iyi huylu tümör ve kistlerin çıkartılması

➤ Eklem içi serbest cisimlerin çıkartılması

➤ Eklem kıkırdak hastalıklarının tedavisinde

 

➤ Kas sıkışması ve tekrarlayan omuz çıkıklarının tedavisi

➤ Omuz çıkıklarına neden olan bankart yırtıklarının tedavisi

➤ Rotator manşet yırtıkları, SLAP yırtıkları

➤ Kıkırdak ve kas krişi hastalıkları

➤ Osteoartrit (kireçlenme) tedavisi

➤ Romatizmal hastalıklarda sinevektomi

➤ Omuz hareket kısıtlılıklarının açılması

➤ Eklem içi serbest cisimlerin çıkartılması

➤ Eklem içi kırıklar, osteokondritisler

➤ Meniskoid lezyonlar (tekrarlayan burkulmalar sonrası meydana gelen doku sıkışmaları)

➤ Osteoartrit (kireçlenme) tedavisi

➤ Romatizmal hastalıkların tedavisi

➤ Eklem içi kırıkların tedavisi

➤ Sinir sıkışmalarının gevşetilmesi

➤ Bilek kemikleri arasındaki bağ yırtıklarının tedavisi

➤ Eklem kıkırdağı harabiyetlerin tedavisi

➤ Eklem içindeki özel kıkırdak yastıkçığının düzeltilmesi

➤ Osteokondritislerin tedavisi

➤ Serbest cisimlerin çıkarılması

➤ Hareketi engelleyen kemik çıkıntılarının törpülenmesi

➤ Romatizmal hastalıklarda sinevektomi

➤ Eklem içi iyi huylu tümör ve kistlerin çıkartılması

Menisküs yırtıklarında tedavi yaklaşımları

Özellikle futbolcuların sıklıkla karşılaştığı ve spor yaşamlarının bitmesine neden olan menisküs ve ön çapraz bağ sakatlıkları sadece sporcuların değil, dizini herhangi bir şekilde zorlamış herkesin korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Ancak diz cerrahisindeki gelişmeler sayesinde artık günümüzde menisküs yırtığı kısa sürede tedavi edilebiliyor. Menisküsler diz ekleminde yer alan C şeklinde yapılardır. Diz eklemini oluşturan femur (uyluk) ve tibia(bacak) kemikleri arasında yer alırlar. Biri iç diğeri dış olmak üzere her dizde ikişer tane menisküs bulunur. Menisküs dizin stabilitesini sağlayan ve süspansiyon yaparak kıkırdak yaralanmasını engelleyen dizin önemli bir yapısıdır.

 

Menisküs hasarı nedenleri

Diz ekleminde iç ve dış menisküs olmak üzere iki adet menisküs yer almaktadır. Yarımay şeklinde ve kıkırdak yapısında olan menisküsüngörevi kabaca yük iletilmesi ve eklem uyumunu sağlamaktır. Menisküs yaralanmaları genç hasta grubunda travmatik nedenlerden dolayı sıkça görülmekteyken daha ileri yaşlarda menisküs kalitesindeki azalma nedeni travmatik olmadan da oluşabilmektedir.

 

 

Menisküs belirtileri nelerdir?

Menisküs yırtıklarında ve zedelenmelerinde ilk bulgu ağrıdır. Ağrı genellikle diz kırma hareketlerinde (merdiven inip çıkma, tuvalet kullanımı, namaz kılma) kendini belli ederken düz yolda yürümede bulgu vermeyebilir. Yırtığın boyutlarına göre dizde kilitlenme, takılma, ses gelmesi gibi şikayetler olurken dizde şişlik te eşlik edebilir. Menisküs yaralanmas ı olan hastalar genellikle diz ekleminde ağrı, şişlik, kilitlenme şikayetiyle polikliniğe başvuruyorlar.Muayenesi yapılan hastalarda menisküs ve beraberinde ek yaralanma şüphesi varsa bunu tespit etmek amacıyla MRG tetkiki istenmelidir. Diz eklemini eklem içi ve dışı bağlar, menisküsler ve kas dokuları destekler. Kemik, bağ ve menisküs yaralanmaları tek başına olabileceği gibi birlikte de olabilir.

 

Menisküs yırtığı tedavisi

Menisküs yaralanmalarının tedavisi yırtığın yeri, yırtığın tipi, derecesi ve hastanın aktivite düzeyiyle ilişkilidir. Her menisküs yırtığı cerrahi ile tedavi edilmemekle birlikte cerrahinin kaçınılmaz olduğu yırtıklar d mevcuttur.

Cerrahi dışı tedaviler

Hasta şikayetlerinin az olması, yırtık şiddetinin düşük olması durumlarında ilk uygulanması gereken tedavilerdir. Ağrı kesici ve ödem giderici ilaçlar, dizlik kullanımı, fizik tedavi yöntemleri, PRP ve kök hücre uygulamaları temel tedavi yöntemleridir.

 

 

Artroskopi (Kapalı Yöntem)

Cerrahi dışı tedavilerden yanıt alınamayan hastalarda artroskopik cerrahiler gündeme gelmektedir. Açık yöntemler günümüzde artık terkedilmiş durumdadır. Günümüzde kabul gören yöntem; artroskopik cerrahi denilen kapalı yöntemdir. Artroskopik menisektomi olarak adlandırılan yöntemle, ucunda kamera da olan bir takım ince uçlu kameralar ile eklem içi görüntülenerek özel cerrahi aletler yardımıyla sorunlu hale gelmiş olan menisküs parçaları çıkarılır, gerekli durumlarda tamir edilir ve işlem sonlandırılır. Böyle bir işlemden hemen sonra hasta taburcu edilip, evine gidebilir. Ancak, günlük yaşamsal aktivitelerine tekrar dönebilmeleri 3 ila 4 haftaya kadar uzayabilir.

 

 

Ameliyat sonrası süreç

Ameliyat genellikle spinal anestezi (bel altının uyuşturulması) altında yapılmakta 15-30dk arasında sürmektedir. Hastalar 2-3 saat sonra ayaktaki uyuşukluk geçtikten sonra desteksiz yürüyebilmektedir. Taburculuk aynı gün veya ertesi gün yapılmaktadır. Yapılan müdaheleye göre işe dönüş 10-20 gün arasındadır.

 

Ameliyatın başarısı nasıldır?

Ön çapraz bağ cerrahisi sonrası ülkemizde ve dünyada bildirilen başarılı sonuç oranları %90’dan fazladır.

 

Ön çapraz bağ yaralanmalarında yaklaşımlar

Ön çapraz bağ, diz ekleminde femur ve tibia kemiklerini birbirine bağlayan yapılardan birisidir. Dizin normal işlev görmesi için çok önemli olan bu bağ, tibia kemiğinin anormal bir şekilde öne doğru yer değiştirmesini engelleyen en önemli yapıdır.

 

Ön çapraz bağ yaralanmaları nasıl oluşur?

Ön çapraz bağ yaralanmaları, genellikle sabit ayak üzerinde ani dönme hareketi sırasında ortaya çıkar. Sıklıkla sporcunun kendisinin yaptığı bir hareket sırasında olur. Daha nadiren dize gelen doğrudan darbeler, trafik kazaları, yüksekten düşme ve iş kazaları sonrasında ön çapraz bağ yaralanmaları ortaya çıkabilir. Bu durumda, ön çapraz bağ yaralanmalarına arka çapraz bağ, yan bağlar ve menisküslerin yaralanmaları da eklenebilir. Erişkinlerde yaralanmalar bağın gövdesinden kopması şeklindeyken, çocuklarda yaralanma bağın kemiğe yapıştığı yerden bir parça koparması şeklinde olabilir.

 

 

Ön çapraz bağ yaralanmalarının belirtileri nelerdir?

Ön çapraz bağ yaralanması sırasında dizde ani bir kopma hissi ile birlikte şiddetli bir ağrı ortaya çıkar. Bazı hastalar bağın kopma sesini duyabilirler ve sıklıkla yere düşerler. Diz ekleminin içinde hızla gelişen kanamaya bağlı olarak şişlik meydana gelir. Yaralanan eğer sporcu ise genellikle spora devam edemez ve müsabakayı bırakmak zorunda kalır. Ağrı ve şişliğe bağlı olarak dizde hareket kısıtlılığı meydana gelir ve topallama ortaya çıkar. Bazı sporcular dizlerinin yerinden çıkıp girdiğini hissedebilirler.

Birkaç hafta içinde diz eklemindeki şişlik ve ağrı azalır. Diz hareketleri kazanılır ve topallama kaybolur. Ancak bu sefer özellikle ani dönüşlerde, ani yavaşlama hareketi sırasında ve merdiven inerken dizde boşluk ve emniyetsizlik hissi ortaya çıkar. Ön çapraz bağ kopması olan dizlerde yüzme, bisiklet gibi sporlar yapılabilir; ancak futbol, basketbol, hentbol, voleybol, kayak gibi ani sıçrama, dönüş ve hızlanmaların olduğu sporların üst düzeyde yapılması mümkün değildir. Eğer sporcu ön çapraz bağı olmadan bu sporlara devam etmek isterse yeni yaralanmalar ve dizdeki hasarın artması riski çok yüksektir.

 

Ön çapraz bağ yaralanmalarında nasıl tanı konulur?

Ön çapraz bağ yırtığının tanısı, yaralanma oluş şeklinin ayrıntılı olarak anlatılması ile başlar. Bunu dikkatli bir muayene izler. Sadece bu hikaye ve muayene ile ön çapraz bağ yırtığının tanısı %90’ın üzerinde bir oranda konabilir. Bazen ilk anda diz çok ağrılı olduğu için yeterli bir muayene yapılamayabilir. Bu durumda 10 gün içinde yapılacak ikinci bir muayene tanı koydurucudur. Ciddi diz yaralanması geçiren bütün hastalarda röntgen grafileri çekilmeli ve kemiklerde kırık olup olmadığı araştırılmalıdır. Ön çapraz bağ yaralanmalarında grafiler genellikle normaldir. Manyetik rezonans görüntüleme ön çapraz bağ yırtıklarının tanısında %90’ın üzerinde doğruluk oranına sahiptir. Ayrıca eşlik eden menisküs, yan bağ ve kıkırdak yaralanmaları ve kemik ödemlerine tanı konabilir. Ancak nadir de olsa MRG yanıltıcı olabilir, bağ işlev görmeyecek derecede yaralanmış olduğu halde MRG’de bağın devamlılığı korunmuş gibi görülebilir. Bu nedenle tedaviye karar verirken MRG tek belirleyici değildir, muayene ve hikaye bulguları da göz önüne alınmalıdır.

 

Ön çapraz bağ yaralanmalarında tedavi

Genç, spor yapan veya aktif yaşam stiline sahip bireylerde ön çapraz bağ yaralanmalarının tedavisi cerrahidir. İleri yaşta olup yüksek aktivite seviyesinde olmayan, spor yapmayan ve günlük yaşamda dizinde boşluk ve emniyetsizlik gibi yakınmaları olmayan bireylerde cerrahi tedavi yapılmayabilir.

Büyümesinin tamamlamamış çocuklarda önceleri büyüme tamamlanana kadar bekleyip daha sonra cerrahi tedavi yapılması önerilmekteydi. Ancak günümüzde, cerrahi tedavi yapılmayan çocuklarda dizde geri dönülmez menisküs ve kıkırdak yaralanmalarının oluştuğu görüldükten sonra, belli kriterleri göz önüne alarak cerrahiyi daha erken yaşlarda yapma yönüne kaymıştır.

Cerrahi olmayan tedavi seçilmişse, dizde oluşabilecek emniyetsizlik ve boşluk hissini azaltmak için kas güçlendirme programları önerilir ve dizi zorlayıcı sporlarda koruyucu dizlikler kullanılabilir. Ancak şiddetli bir zorlanma olduğunda her ikisi de dizin yerinden çıkmasını engelleyemez ve dizde ilave yaralanmalar ortaya çıkabilir.

 

 

Ön çapraz bağ cerrahisinin hedefleri nelerdir?

Ön çapraz bağ yaralanması olan bireylerde amaç, dizdeki boşluk ve emniyetsizlik hissini ortadan kaldırmak, kişinin spor veya zorlayıcı aktiviteler sırasında güvenle basabileceği bir diz elde etmektir. Başka bir amaç, ilk yaralanma sırasında hasar görmemişse menisküsleri korumak ve tamir edilebilen menisküs yırtıklarını onararak ileriki yıllarda dizde oluşabilecek aşınma ve yıpranmanın önüne geçmektir. Cerrahinin başka bir amacı sporcuları, yaralanma öncesinde bulundukları spor seviyesine geri döndürmek ve dizde yeni yaralanmalar oluşmasını engellemektir.

 

Ön çapraz bağ tamiri nasıl yapılır?

Bu işlem çoğunlukla artroskopik olarak yapılır, ender durumlarda açık cerrahi gerekli olabilir.

Erişkinlerde ön çapraz bağ, çoğunlukla gövdesindeki lifler ayrılıp parçalanarak yırtılır. Saçaklanmış bir doku şeklindeki bağın tamiri mümkün değildir ve ameliyat sırasında yeni bir doku ile bağın onarılması gerekir. Bağ tamiri için sıklıkla diz çevresindeki kasların kirişleri kullanılır.

 

Ameliyat sonrası dönem

Ameliyat sonrasında hastanede kalış süresi 1-3 gün arası değişebilir. Anestezinin etkisi geçtikten sonra koltuk değnekleri ile ayağa kalkmak mümkündür. Aynı gün veya ertesi gün diz hareketlerine başlanır ve dizinizi 90 dereceye kadar bükebilmeniz hedeflenir. Ameliyat sonrasında birkaç hafta boyunca koltuk değneği kullanarak dizi aşırı yüklenmelerden korumak gerekli olabilir. Üç hafta içinde tam diz hareketinin kazanılmış olması gerekir. Hastanın kendi yaptığı egzersizler yeterli olmazsa, bir fizyoterapist eşliğinde rehabilitasyon uygulanabilir. Yerleştirilen dokusunun kemik tünellere kaynayarak tutunması 6 hafta sürer. Bu süre sonrasında normal yürüme ve araba kullanma imkanı olur. 5. aydan sonra sportif aktivitelere başlamak mümkündür.

 

Ameliyatın başarısı nasıldır?

Ön çapraz bağ cerrahisi sonrası ülkemizde ve dünyada bildirilen başarılı sonuç oranları %80–90 arasındadır. Teknik sorunlar, yeni oluşan yaralanmalar ve dize yerleştirilen dokunun yeni bir bağ şeklinde olgunlaşıp sağlamlaşmaması nedeniyle hastaların % 10-20’sinde yeterli başarı elde edilmeyebilir.

.